Actinopteri
New member
Sanremo 2025'in oyuncu kadrosu? “Bu yıl rakiplerin kim olduğuna bakmak için Google'a biraz daha az girdim, bu yüzden iyi olduğunu söyleyebilirim. Geçen yıl bu işi yapmama rağmen oraya çok gittim çünkü çoğunu gerçekten tanımıyordum onlar kimdi.” kelimesi Enrico Ruggeri'Adnkronos Yıldızları' vodcastinin ilk bölümünde kendisinden Adnkronos'un konuğu olarak bahseden ve yaklaşan İtalyan şarkı festivalinden başlayan kişi. Ruggeri şöyle açıklıyor: “Bildiğimiz gibi Sanremo reytinglerle bağlantılı, bir dizi sınırlaması var, onu kim organize ederse reytingler için her şeyi yapmak zorunda kalıyor, böylece pay daha yüksek olacak.” diye açıklıyor Ruggeri. “Heterojen bir gösteriye yatırım yapmalısınız. Bu sene başka hiçbir şey olmasa bile bazı şarkı yazarlarını tekrar görmeye başladım. Brunori, Lucio Corsi, Cristicchibir de genç, o kadar da genç olmayan, yaşlı kahramanlar var. 40 yıl sonra görmemiz gerekecek, on şarkıyı hatırlarsak güzel bir festival olmuş demektir.
“Tony Effe ve Fedez arasındaki hakaret mi? Bu pazarlama mı?”
Aradaki dissing Fedez ve Tony Efe 'La Caverna di Platone' albümü 17 Ocak'ta çıkan Milanlı şarkıcı-söz yazarı, “Bu konuda tutkulu değilim. Bana çok akıllı pazarlama stratejileri gibi görünüyorlar” diyor ve daha sonra hiç de sıradan olmayan düşüncelere giriyor. trap müziğinde. “Bunu dinleyen bir oğlum var” diyor Ruggeri. “Şimdi bana o dinlediği için ondan nefret ettiğimi söyleyecekler ama bir şeyi açıklığa kavuşturalım: Eğer biri 'Bello Figo'yu dinlerse hâlâ öyle bir yatkınlığı var ki Eğer Bello Figo hiç doğmamış olsaydı beni dinlemezdi, o yüzden orada bir tuzağın olması benim için hiçbir fark yaratmıyor.” Bazen kaba ve cinsiyetçi olan şarkı sözlerinde şöyle diyor: “Ben Ben skandal değilim hiçbir şey için. Ben punk ile doğdum, 18 yaşımda Londra'da küfür dolu vahşi gruplar gördüm. Ama eğer müzik yapıyorsanız, biraz şiir de eklemelisiniz. Beni skandallaştıran konu bile değil: tefecileri öldüren borçlu bir çocuk bir tuzağın sözleri gibi görünüyor ve bu 'Suç ve Ceza', ortalıkta suç işleyen bir grup çocuk Dickens'ın 'Oliver Twist'i. Ancak 120 kelime bilirsen şarkı yazamazsın. Lou Reed zihnin derinliklerini araştırdı, Bukowski de öyle, Oscar Wilde da aynı. İnsan ruhunun derinliklerine inmek meşrudur ve çoğu zaman da böyledir, ancak bunu sanatla yapmalısınız.”
“Sanremo'ya sanat yönetmeni olarak memnuniyetle dönerim”
Sanremo festival sahnesine dönüşle ilgili olarak, “Sanat yönetmeni olarak geri dönmek beni daha çok ilgilendirir Rakip olarak geri dönmektense” diye itiraf ediyor Ruggeri. “Milanolu şarkıcı-söz yazarı, bunun çok hassas bir rol olacağını açıklıyor. Bütün sanat yönetmenleri 'Şarkıları merkeze geri getirdim' diyor ve ben de öyle diyeceğim. . Ama bunu gerçekten yapardım.” Şarkıları seçerken “Kendime şunu sorardım: Bu şarkıyı on yıl sonra hatırlayacaklar mı?” diyor Ruggeri. Bunun yerine rakip olarak Ariston'a dönerse biraz daha şüpheleri olacaktı, hatta “Asla söyleyemezsin çünkü kötü bir izlenim bırakma riskiyle karşı karşıyasın” diye gülümsüyor “Bilmiyorum, belki biraz rahatsız olurdum, 'Il Poeta' gibi bir şarkı (son albümü 'La Caverna'dan tekli). di Platone', piyasaya sürülmüş). 17 Ocak ed.) belki bu konuda hiçbir şey yapmazdı. Ama sonra bana Simone Cristicchi'nin örneğin çok şiirsel bir şarkı getireceğini söylediler ve buna inanamıyorum çünkü o harika bir sanatçı. Böylece belki sonunda yerimi bulurum.”
“Albümüm 'La Caverna di Plato' üç yıllık çalışmanın ardından doğdu”
Ve Adnkronos'a bunun altında yatan alegoriyi açıklayan da Ruggeri'dir. 'Platon'un Mağarası', yeni albümü 17 Ocak'ta Neyse Müzik/Sony Music etiketiyle yayınlandı. Harika bir ses kalitesi ile farklı temalar üzerine bir dizi derin yansımayı birleştiren on üç parça. Sanatçı, “Üç yılımı aldı, 'Devrim' çıkar çıkmaz yazmaya başladım” diyor. Platon “dış projeksiyonları gerçekliğe tek yaklaşımları olarak gören bir mağaraya hapsolmuş insanları hayal etti, kendilerini bunun gerçeklik olduğuna ikna ettiler ve özgür olduklarında kendilerini rahatsız hissettiler. Bugünün dünyasıyla paralelliklerin sonsuz olduğunu söyleyebilirim”.
Albümün ana single'larından biri 'Il Poeta': “Bölücü bir karakteri temsil ediyor” diye açıklıyor Ruggeri. “Bugün bu kelime olumsuz anlamda kullanılıyor ve endişe verici, çünkü tek bir düşüncenin ve her şeyin olması gerektiği anlamına geliyor.” Bu durum toplum için olumsuz değildir ve olumsuz olarak görülmektedir. Ancak karşı karşıya geldiğimiz bir dünyada, uygar bir dünyada, bölücü kişi, Sokrates ve Pasolini'ye kadar birçokları gibi, gerçekliğin başka bir yönünü gösteren kişidir. ” . Günümüzle paralellikleri açıktır: “Çoğunlukla düşüncelerini ifade eden insanlar bunun bedelini çok ağır ödedi. 67 yaşındaki Milanlı sanatçı, son yıllarda bile bunun gerçekleştiğini söylüyor. Şarkılar arasında, üç albümü bulunan müzisyen oğlu Pico Rama'nın yazdığı ve Ruggeri'nin ortağı, yetenekli müzisyen Andrea Mirò'nun da işbirliği yaptığı 'Benvenuto chi passa da qui' yer alıyor. Ruggeri, “Ailede hepimiz müzisyeniz, sevdiğiniz kişilerle yapılırsa ve birbirinizi çabuk anlarsanız sanat iyi sonuç verir” diyor.
“Şiddetli Milan mı? Bedelini ödeyenler dürüst yabancılardır”
Albümdeki şarkılar arasında öne çıkıyor 'Milano'nun Gökyüzü'Ruggeri'nin kendi şehrinden bahsettiği ve güvenlik sorununun yol açtığı tartışmalara müdahale ettiği. “Milano'da doğdum ve orada kendimi rahat hissediyorum. Akşamları dışarı çıkmıyorum ve birinin evine gitmediğim sürece geç kalmıyorum, yaşlı bir insan olarak yaşıyorum ve en kötüsünü görmüyorum. Ama 18 yaşındaki oğlum bana küllerin altındaki bu yangında yaşanan şiddeti anlatıyor. Belki bir yandan sömürülüyor, diğer yandan araçsal olarak küçültülmüş çok zor bir an. “Bunun bir ırksal melezleşme sorunu olduğuna inanıyorum” diye açıklıyor Ruggeri. Milan, çalışmak istemeyenlere karşı her zaman biraz ırkçı olmuştur, ancak isterseniz orada mutlu olursunuz. En kızgın olanlar kesinlikle çok çalışan yabancılar”. Ruggeri bir anekdot anlatıyor: “Duvarcı olan bazı Arnavut işçilerle konuşuyordum, onlar da İtalya'da suç işleyen bu insanlardan kurtulmanın neden mümkün olmadığını merak ediyorlar, böylece Arnavutlar gidip bir ev isterlerse kiralamaya kötü bakılıyor.”
“TV'ye döneceğim için Tele Meloni'den bahsedilmesi üzücü”
Yaklaşan albüm, '40 yaşıyor (beni durdurmadan)' biyografi kitabı ve Rai2 programı 'L'Occhio del Musicista' arasında Ruggeri aslında hiç durmuyor. Ancak ayakkabısından birkaç çakıl taşı çıkarıyor: “Televizyona döndüğümde çok üzüldüm ve bazıları 'Tele-Meloni' hakkında konuşmaya başladı -diye açıklıyor- Haber benim televizyonda çalıştığım değildi ki bunu her zaman oldukça iyi yaptığımı düşünüyorum, ama yıllardır kimsenin beni bir daha aramadığı gerçeğiydi. Çünkü kimse nedenini sormadı, çünkü kimse yazmadı 'Bu üç yılda Ruggeri neredeydi?“. Milanlı şarkıcı-söz yazarı şöyle açıklıyor: “Sorun sizi aramamalarıdır. Seni açıkça 'temizlerken', çelişkili bir şekilde sana bir iyilik de yapmış oluyorlar, böylece şehit oluyorsun. Ancak sizi aramadıklarında kimse sizi özlemiyor çünkü televizyon ve iletişim dünyası o kadar çeşitli ki insan bunu fark etmiyor.”
Ve belki de bu konuda hassas olduğu için Rai2'deki yayınından bahsetmişken, 'Müzisyenin Gözü'Kaydı biten ve sezonun iki bölümünü daha göreceğimiz Ruggeri şöyle açıklıyor: “İlginç şeyler yapan ama konunun dışında kalan çok iyi genç insanlar var. Her zaman aynı 20, 25'e çağrılıyorlar, Bazı gerçek yetenekleri dışarıda bırakan bir kısır döngü içindeler. Birkaçını saymak gerekirse, Erika Mou, Fulminacci, Mirkoeilcane ve diğerleri gibi çok iyi çocuklar var, bu yüzden onları programıma davet ediyorum.” (Ilaria Floris tarafından)
“Tony Effe ve Fedez arasındaki hakaret mi? Bu pazarlama mı?”
Aradaki dissing Fedez ve Tony Efe 'La Caverna di Platone' albümü 17 Ocak'ta çıkan Milanlı şarkıcı-söz yazarı, “Bu konuda tutkulu değilim. Bana çok akıllı pazarlama stratejileri gibi görünüyorlar” diyor ve daha sonra hiç de sıradan olmayan düşüncelere giriyor. trap müziğinde. “Bunu dinleyen bir oğlum var” diyor Ruggeri. “Şimdi bana o dinlediği için ondan nefret ettiğimi söyleyecekler ama bir şeyi açıklığa kavuşturalım: Eğer biri 'Bello Figo'yu dinlerse hâlâ öyle bir yatkınlığı var ki Eğer Bello Figo hiç doğmamış olsaydı beni dinlemezdi, o yüzden orada bir tuzağın olması benim için hiçbir fark yaratmıyor.” Bazen kaba ve cinsiyetçi olan şarkı sözlerinde şöyle diyor: “Ben Ben skandal değilim hiçbir şey için. Ben punk ile doğdum, 18 yaşımda Londra'da küfür dolu vahşi gruplar gördüm. Ama eğer müzik yapıyorsanız, biraz şiir de eklemelisiniz. Beni skandallaştıran konu bile değil: tefecileri öldüren borçlu bir çocuk bir tuzağın sözleri gibi görünüyor ve bu 'Suç ve Ceza', ortalıkta suç işleyen bir grup çocuk Dickens'ın 'Oliver Twist'i. Ancak 120 kelime bilirsen şarkı yazamazsın. Lou Reed zihnin derinliklerini araştırdı, Bukowski de öyle, Oscar Wilde da aynı. İnsan ruhunun derinliklerine inmek meşrudur ve çoğu zaman da böyledir, ancak bunu sanatla yapmalısınız.”
“Sanremo'ya sanat yönetmeni olarak memnuniyetle dönerim”
Sanremo festival sahnesine dönüşle ilgili olarak, “Sanat yönetmeni olarak geri dönmek beni daha çok ilgilendirir Rakip olarak geri dönmektense” diye itiraf ediyor Ruggeri. “Milanolu şarkıcı-söz yazarı, bunun çok hassas bir rol olacağını açıklıyor. Bütün sanat yönetmenleri 'Şarkıları merkeze geri getirdim' diyor ve ben de öyle diyeceğim. . Ama bunu gerçekten yapardım.” Şarkıları seçerken “Kendime şunu sorardım: Bu şarkıyı on yıl sonra hatırlayacaklar mı?” diyor Ruggeri. Bunun yerine rakip olarak Ariston'a dönerse biraz daha şüpheleri olacaktı, hatta “Asla söyleyemezsin çünkü kötü bir izlenim bırakma riskiyle karşı karşıyasın” diye gülümsüyor “Bilmiyorum, belki biraz rahatsız olurdum, 'Il Poeta' gibi bir şarkı (son albümü 'La Caverna'dan tekli). di Platone', piyasaya sürülmüş). 17 Ocak ed.) belki bu konuda hiçbir şey yapmazdı. Ama sonra bana Simone Cristicchi'nin örneğin çok şiirsel bir şarkı getireceğini söylediler ve buna inanamıyorum çünkü o harika bir sanatçı. Böylece belki sonunda yerimi bulurum.”
“Albümüm 'La Caverna di Plato' üç yıllık çalışmanın ardından doğdu”
Ve Adnkronos'a bunun altında yatan alegoriyi açıklayan da Ruggeri'dir. 'Platon'un Mağarası', yeni albümü 17 Ocak'ta Neyse Müzik/Sony Music etiketiyle yayınlandı. Harika bir ses kalitesi ile farklı temalar üzerine bir dizi derin yansımayı birleştiren on üç parça. Sanatçı, “Üç yılımı aldı, 'Devrim' çıkar çıkmaz yazmaya başladım” diyor. Platon “dış projeksiyonları gerçekliğe tek yaklaşımları olarak gören bir mağaraya hapsolmuş insanları hayal etti, kendilerini bunun gerçeklik olduğuna ikna ettiler ve özgür olduklarında kendilerini rahatsız hissettiler. Bugünün dünyasıyla paralelliklerin sonsuz olduğunu söyleyebilirim”.
Albümün ana single'larından biri 'Il Poeta': “Bölücü bir karakteri temsil ediyor” diye açıklıyor Ruggeri. “Bugün bu kelime olumsuz anlamda kullanılıyor ve endişe verici, çünkü tek bir düşüncenin ve her şeyin olması gerektiği anlamına geliyor.” Bu durum toplum için olumsuz değildir ve olumsuz olarak görülmektedir. Ancak karşı karşıya geldiğimiz bir dünyada, uygar bir dünyada, bölücü kişi, Sokrates ve Pasolini'ye kadar birçokları gibi, gerçekliğin başka bir yönünü gösteren kişidir. ” . Günümüzle paralellikleri açıktır: “Çoğunlukla düşüncelerini ifade eden insanlar bunun bedelini çok ağır ödedi. 67 yaşındaki Milanlı sanatçı, son yıllarda bile bunun gerçekleştiğini söylüyor. Şarkılar arasında, üç albümü bulunan müzisyen oğlu Pico Rama'nın yazdığı ve Ruggeri'nin ortağı, yetenekli müzisyen Andrea Mirò'nun da işbirliği yaptığı 'Benvenuto chi passa da qui' yer alıyor. Ruggeri, “Ailede hepimiz müzisyeniz, sevdiğiniz kişilerle yapılırsa ve birbirinizi çabuk anlarsanız sanat iyi sonuç verir” diyor.
“Şiddetli Milan mı? Bedelini ödeyenler dürüst yabancılardır”
Albümdeki şarkılar arasında öne çıkıyor 'Milano'nun Gökyüzü'Ruggeri'nin kendi şehrinden bahsettiği ve güvenlik sorununun yol açtığı tartışmalara müdahale ettiği. “Milano'da doğdum ve orada kendimi rahat hissediyorum. Akşamları dışarı çıkmıyorum ve birinin evine gitmediğim sürece geç kalmıyorum, yaşlı bir insan olarak yaşıyorum ve en kötüsünü görmüyorum. Ama 18 yaşındaki oğlum bana küllerin altındaki bu yangında yaşanan şiddeti anlatıyor. Belki bir yandan sömürülüyor, diğer yandan araçsal olarak küçültülmüş çok zor bir an. “Bunun bir ırksal melezleşme sorunu olduğuna inanıyorum” diye açıklıyor Ruggeri. Milan, çalışmak istemeyenlere karşı her zaman biraz ırkçı olmuştur, ancak isterseniz orada mutlu olursunuz. En kızgın olanlar kesinlikle çok çalışan yabancılar”. Ruggeri bir anekdot anlatıyor: “Duvarcı olan bazı Arnavut işçilerle konuşuyordum, onlar da İtalya'da suç işleyen bu insanlardan kurtulmanın neden mümkün olmadığını merak ediyorlar, böylece Arnavutlar gidip bir ev isterlerse kiralamaya kötü bakılıyor.”
“TV'ye döneceğim için Tele Meloni'den bahsedilmesi üzücü”
Yaklaşan albüm, '40 yaşıyor (beni durdurmadan)' biyografi kitabı ve Rai2 programı 'L'Occhio del Musicista' arasında Ruggeri aslında hiç durmuyor. Ancak ayakkabısından birkaç çakıl taşı çıkarıyor: “Televizyona döndüğümde çok üzüldüm ve bazıları 'Tele-Meloni' hakkında konuşmaya başladı -diye açıklıyor- Haber benim televizyonda çalıştığım değildi ki bunu her zaman oldukça iyi yaptığımı düşünüyorum, ama yıllardır kimsenin beni bir daha aramadığı gerçeğiydi. Çünkü kimse nedenini sormadı, çünkü kimse yazmadı 'Bu üç yılda Ruggeri neredeydi?“. Milanlı şarkıcı-söz yazarı şöyle açıklıyor: “Sorun sizi aramamalarıdır. Seni açıkça 'temizlerken', çelişkili bir şekilde sana bir iyilik de yapmış oluyorlar, böylece şehit oluyorsun. Ancak sizi aramadıklarında kimse sizi özlemiyor çünkü televizyon ve iletişim dünyası o kadar çeşitli ki insan bunu fark etmiyor.”
Ve belki de bu konuda hassas olduğu için Rai2'deki yayınından bahsetmişken, 'Müzisyenin Gözü'Kaydı biten ve sezonun iki bölümünü daha göreceğimiz Ruggeri şöyle açıklıyor: “İlginç şeyler yapan ama konunun dışında kalan çok iyi genç insanlar var. Her zaman aynı 20, 25'e çağrılıyorlar, Bazı gerçek yetenekleri dışarıda bırakan bir kısır döngü içindeler. Birkaçını saymak gerekirse, Erika Mou, Fulminacci, Mirkoeilcane ve diğerleri gibi çok iyi çocuklar var, bu yüzden onları programıma davet ediyorum.” (Ilaria Floris tarafından)